HEYECANLI GENÇLİK VE GENÇLİĞİ BEKLEYEN BÜYÜK SIKINTI

HEYECANLI GENÇLİK VE GENÇLİĞİ BEKLEYEN BÜYÜK SIKINTI
Lisans, yüksek lisans ve ardından gelen işsizlik. Bunca eğitim öğretimden sonra işsiz kalmakta kimin payı var? Öğrencinin mi, öğretenin mi yoksa eğitim sisteminin mi?
Sadece Türkiye’de değil, dünyanın hiçbir ülkesinde, eğitimde sistemi yerli yerine oturtmadan kalkınmayı beklemek ve huzura erişmek mümkün değil. Peki eğitimde başarı nasıl elde edilir? İstisnasız belli süreçlerde değişen bakanlıklar ve ardından gelen sistem değişikliği sorunu körükleyen en büyük nedenlerden. Eğitim sisteminde nasıl başarı sağlanacak? Sistemi adeta bir yapboz, öğrencileri de kobay haline getirerek mi?
Eğitimde başarıyı elde etmenin en iyi yolu öğretmen yetiştirme sürecinin en ideal hale getirilmesidir. İyi öğrenci ideal bir öğretmen tarafından yetiştirilir. İyi öğretmen ise sistemin ne kadar sağlıklı olmasına bağlıdır.
Eğitim sistemindeki hatalar binlerce mezunu mağdur etmiştir. Her yıl milyonlarca öğrenci üniversite adayı oluyor ve binlercesi üniversitelere yerleşiyor. Öğrenci, üniversite mezuniyeti ve iş hayali kurarken birdenbire hüsranla karşılaşıyor. Okulu bitirip ya sınav sonuçlarına göre atama bekliyor ya da bitirdiği fakülteyle hiçbir alakası olmayan bir işle meşgul oluyor.
Her şehirde en az bir üniversite var güzel çok güzel fakat bu üniversitelerden sonra işe yerleşme oranı kaç? Eğitim sisteminin en büyük amacı herkesi sadece üniversitelerden mezun etmek mi? Mezun gence iş temin edemedikten sonra ne anlamı kalıyor? Üniversite kapılarında yığılan lise mezunları mesleksiz ve işsiz genç ordusunun durumu ne olacak?
Her yıl katlanan üniversite mezunu işsizliğinin önünü dur durak alamazken emekliliği dolup da emekliliğe ayrılmayan binlerce memur kim bilir atanamayan kaç milyon öğrencinin önüne set çekiyor.
Evet Türkiye’nin eğitim sisteminde apaçık revizeye ihtiyacı vardır. Eğitim adına atılan her adımın başarılı olduğunu ortaya koyacak göstergeler belirlenmelidir. Aksi takdirde eğitim anlamsız kavramların sarf edildiği alan haline gelir.
Program değiştirildi, sistem değiştirildi. Peki sonuç ne oldu? Değiştirilirken ne söylenmişti, sonuçta söylenenler gerçekleşti mi? Sonuç olarak sistemin gerçekçi olması ve gerekirse kendini eleştirip çözümler arayıp sistemin bir an önce rayına oturtulması gerekmektedir. Aksi takdirde önünü alamayacağımız olaylarla karşılaşırız.