Ayşe PALİTKIRAN’ın Kaleminden… TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR ? Hemen hemen her gün kadına yönelik şiddetten bahseder olduk. Her gün bir saldırı haberi dinliyoruz. Dünyanın en naif varlığı olan kadınlara yönelik bu şiddetin sebebi de nedir? Nasıl önüne geçeriz? Toplum olarak bu konuda ne kadar bilinçliyiz? Kadına yönelik şiddet yaygın bir toplumsal […]
10 Temmuz 2017 - 23:48 'de eklendi ve 729 kez görüntülendi. A+A-
Ayşe PALİTKIRAN’ın Kaleminden…
TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR ?
Hemen hemen her gün kadına yönelik şiddetten bahseder olduk. Her gün bir saldırı haberi dinliyoruz. Dünyanın en naif varlığı olan kadınlara yönelik bu şiddetin sebebi de nedir? Nasıl önüne geçeriz? Toplum olarak bu konuda ne kadar bilinçliyiz?
Kadına yönelik şiddet yaygın bir toplumsal sorunumuz haline geldi. Her yerde, her yaş ve cinsiyete karşı uygulanan bir insani hak ihlalidir. Şiddetin kaynağına bakacak olursak en önemli faktör cinsiyet ayrımcılığı olarak görülmektedir. Ancak sorunun mahrem olarak algılanması nedeniyle konuyla ilgili yapılan çalışmalar halen sınırlı sayıdadır. Şiddete maruz kalan kadın uğradığı şiddeti başkalarına anlatmakta çekinmekte, durumun başkaları tarafından bilinmesini istememektedir. Aile birliğinin devam etmesi adına sessiz kalması tavsiye edilir ya da kadın suçlanmaktadır. Kadına yönelik şiddetin son bulması için en önemli faktör toplumun bilinçlendirilmesidir. Yapılan araştırmalarda şiddetin kuşaklar arası sürmesi, çocuğun sosyal öğrenme yoluyla aile içindeki şiddeti rol model alması, çocuk eğitiminde dayağın yaygın olarak kullanılmasının kabul görmesi şiddetin nedenleri arasında olduğu belirtilmiştir.
Kadına yönelik şiddetin nedenlerinin toplumun tüm kesimleri tarafından daha iyi irdelenmesi, anlaşılması ve çözüm için yapılması gerekenlerin ortaya konulabilmesi için çalışmaların yapılması önemlidir. Nedenlerin belirlenmesi ve soruna çözüm getirilmesi için, şiddetin toplum tarafından nasıl algılandığı incelenmelidir.
Batı toplumlarında bu konuyla ilgili bilimsel çalışmalar 50 yılı kapsıyorken, ülkemizde ancak son 20 yıldır çalışmalar bulunmaktadır. Kadına yönelik şiddetle ilgili sivil toplum kuruluşlarını da kapsayan daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Toplumu bilinçlendirme konusunda, devletin özellikle kadına yönelik şiddetin yoğun olarak yaşandığı yerlerde bulunan ilgili kurumlarında, sosyolog ve psikologlar görevlendirilmelidir.
Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet sorunu çözümlenmedikçe, kadın erkek eşitliğinin sağlanması, kadınlar açısından süregelen özel ve kamusal alanlar arasındaki uçurumun kapatılması mümkün olamayacaktır. Kadınların karar verici konumlarda yeterli sayıda temsil edilememeleri kalıcı çözümler getirilmesini ne yazık ki engellemektedir.
Kadına yönelik şiddetin artık son bulması ümidiyle “ KADINA ŞİDDETE HAYIR !!!”
Afet farkındalık Eğitimleri Vatandaşların Ayağına Gidiyor Ma...
Vali Yaşar Karadeniz’ in Yeşilay Haftası Mesajı  ...
Vali Yaşar Karadeniz’ in Deprem Haftası Mesajı ...
Manisa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı son ...
Çarıkballı’nın Su Sorunu Çözülüyor MASKİ Genel Müdürlüğü, Ku...
MHP’li AKÇAY: Zillet İttifakı, Türkiye düşmanlarıyla saf tut...
Kanalın 200 Metrelik Kısmından 60 Kamyon Çöp Çıktı, Temizlik...
28 Şubat Emperyalist Bir Düzenektir Memur-Sen Manisa İl Tems...
PKK’yı ülkemizden temizleyeceğiz Manisa Şehit Aileler...
Salih Hızlı, ilk iadeyi ziyareti Manisa Hemşehri Kültürleri ...